Milas, antik Mylasa’nın üzerine kurulmuştur.
Milas’ın üstünü kazısanız, altından antik Mylasa çıkar.
Kent merkezinde bina temeli için nereye bir kazma
vurulsa; kanalizasyon için nereye bir kepçe daldırılsa; orada mutlaka bir
tarihi kalıntıya rastlanır.
İnşaat sahipleri, bu buluntulardan dolayı, müze
tarafından işlerinin aksatılmaması için, bir gece içinde, göz açıp kapayıncaya
kadar temel hafriyatını kepçelerle kamyonlara doldurur; moloz döküm yerlerine
bırakırlardı.
Bu hafriyat döküm alanları adeta bir tarihi eserler
mezarlığı gibiydi. Mermer sütunlar, mermer yapı taşları, parçalanmış heykeller
ve daha niceleri…
Mylasa-Milas… Milas, 5 bin yıldır ismi değişmeyen ender Anadolu kentlerinden birisidir. Karya ve Menteşe Beyliğine başkentlik
yapmıştır. Sırasıyla, Karya, Roma, Bizans, Selçuklu, Menteşe ve Osmanlı
uygarlıklarını yaşamıştır…
Mylasa/Milas,
uygarlıkların harman olduğu bir kent denilse, yeridir. Bu uygarlıklardan kalma
pek çok tarihi eser bulunmaktadır bölgede. Halikarnasos’taki mausoleum’un bir
minyatürü olarak inşa edilen Gümüşkesen mezar anıtı, hamamlar, su kemerleri, kaleler, ören
yerleri(27 antik kent), camiler, çeşmeler, hanlar, kral yolu vd.
Kentte, Rum ve Yahudi kültürünün izlerine de
rastlamak mümkündür.
Milas’ın altı da tarih demiştik… Karya satrabı
Hekatomnos’un mezarı kentin göbeğinde, Hisarbaşı Mahallesinde, 2400 yıl bir sır
olarak toprağın altında kaldı. Üzerine evler yapılmıştı.
Bir yerel gazetecinin, Milas cezaevindeki definecilerden
aldığı bilgi doğrultusunda, bunu gazetesinde haber yapmasıyla, uzun yıllardır
burada yapılan kaçak kazının varlığı tespit edildi.
Yapılan kazılar sonucunda, buradaki son yüzyılın en
önemlisi buluntusu olarak nitelendirilen bu tarihi varlık, gün yüzüne
çıkarıldı. Bu anıtla, tarihi açıdan Milas’ın önemi daha da arttı.
Son iki yıldır Milas merkezde, arıtma tesisi
bağlantılı altyapı çalışmaları devam ediyor. Bu çalışmalar sırasında, yer
altındaki tarih, Mylasa’nın kalıntıları da ortaya çıkıyor. Kimi yerde mozaik,
kimi yerde bir mabedin temel taşları vd. Tüm bu buluntuların, Milas Müze
Müdürlüğü tarafından kaydı ve koruması yapılıyor.
Milas, bu zengin tarihi varlıklarıyla, kimlik
bulmalı, kent bu özelliklerini koruyarak geliş(tiril)melidir… Tarih ve kültür
turizmi meraklıları için Milas, önemli bir yer…
Milas turizmi, Bodrum’la birlikte ele alınmalı,
yöredeki turizmin planlanılması buna göre yapılmalıdır.
Milas-Bodrum Havalimanına inen turist;
deniz-kum-güneş ve eğlence için Bodrum’a giderken; tarih ve kültüre meraklı
olanları ise Milas’a gelebilmelidir.
Milas yerel yöneticilerinin bu konuda yapacakları
çok şey, gitmeleri gereken daha çok yol var. Milas, bu konumuyla, daha yolun
başında bile değil.
Milas’a gelen turistin kalabileceği, yiyip-içebileceği
mekânlar olmalı...
Turist, Milas’ta kalmaktan, konaklamaktan, gezmekten
zevk almalı; bunun ortamı ve olanakları yaratılmalıdır.
Milas, tarih-kültür ve ekonomik potansiyelleri
doğrultusunda bir kimliğin sahibi olarak; kentin geleceği bu değerlere uygun şekilde
planlanılmalıdır…
Mylasa/Milas, günübirlik uğranılıp geçilen yer
olmaktan kurtulmalıdır…
Nevzat Çağlar Tüfekçi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder