T. Ayhan Çıkın
|
Kışları
yağmur, yazları sıcak
Şu Milas’ın havası Bir buluta binmiş geliyor Yüreğinin orta yerinde Bir Keramos sevdası
Güzeldir
Karya akşamları
Rüzgârı kız nefesi gibi esen1 İçinde yirmibeş yaşın fırtınası Altmışında sevdanı yakıp gelsen
Latmos
Dağı’nda kan kırmızısı güneş
Akşamı emzirmekte yağmur bulutları Düşlerine sarınıp gelsen gece vakti Öpse dudaklarından Mylasa kızları
Her yanın
sonbahar sarısı
Bir yangındır Herakleia yarası. Geceleri yıldızları kıskandırır Sanki gözleri “Milas Karası”2
*
Milas çocukluğumun, ilk gençlik yıllarımın simge şehridir. Çünkü o yıllarda bugünkü gibi ulaşım ve iletişim gelişmiş değildi. Çocukluk yıllarımda gördüğüm en büyük kent merkezi Milas’tı. O yıllarda Milas, Muğla’nın en büyük, en gelişmiş ve en zengin ilçesiydi. Bodrum’un nüfusu bile o yıllarda 2 bin civarındaydı. Ortaokul’da Tabiat Bilgisi derslerine giren Milaslı Dr. Tahir Çorbacı’nın şu çarpıcı sözlerini hiç unutmam: “Bodrum, Bodrum/İki dükkân bir fırın/ Peynir ekmek yerken/Ne ağız kaldı ne burun” Yıllar gelip geçti. Yeni sanayiler eski sanayilere aştı. Yeni bir ekonomi ve yaşam biçimi Bodrum’u aldı uçurdu. Halikarnas Balıkçısı adlı bir sürgün, Bodrum’u “Mavi Sürgün”e çevirdi. Yazının, sanatın değdiği kentlere insanlar, özellikle maddi ve manevi(kültür) zenginliği olan insanlar, farklı bakarlar. Bodrum’un, sürgün yerinden “Turizm’in Başkenti”ne dönüşmesinde, ekonomideki gelişim trendi yanında, onun ilk başlarda barındırdığı Türkiye’nin, giderek dünyanın önde gelen kültür insanlarının katkısı büyüktür. Bu gün Bodrum yarımadasında kışları 100 binden, yazları da bir milyondan fazla insanın yaşadığı ileri sürülmektedir. Üstelik bu insanların talep deseni, harcama gücü oldukça farklı insanlardır. * İki yıl M.Ü. Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi’nin, üç yılda Milas Sıtkı Koçman Meslek Yüksekokulu’nun yöneticiliğinde bulundum. Bu arada Milas ve Bodrum’un idari, ekonomik ve kültürel yöneticileri ile temaslarım oldu. Bodrum büyük ölçüde marka bir kent haline gelmiş. Bodrum, içte ve dışta kendisini tanıtan “Bodrumlular” ve “Bodrumseverler”i oluşturmuş durumda. * Milas’ı nasıl düşünmeli? Kendi başına bir “ Marka şehir: Milas ” mı yaratmalı, yoksa Bodrumla bir “tamamlayıcılık” yapılanmasına mı girmeli? Ya da her ikisini bir arada mı düşünmeli? Milas’a geldiğimden beri Milaslı dostlar bir “ Marka kent Milas” peşindeler. Milas, zaten bir markadır. Ancak yılların gelişim dinamiği içinde bazı gelişmelerin gerisinde kalmış olabilir. Örneğin deniz ve güneş Bodrum’u ön plana çıkarabilir. Bundan yararlanarak Milas, turizm sektörünün talep eksikliğini ürettiği mal ve hizmetlerle tamamlayarak kendi kimliğini, dolayısıyla “marka kent” özelliğini koruyabilir ve geliştirebilir. Çünkü Milas’ın tarihi geçmişi, kültür birikimi ve ekonomik potansiyeli buna müsaittir. Milas, geleneksel ekonomi modelinin egemen olduğu bir yöre özelliğindedir. Milas’ın arz edebileceği başlıca ürünler, gördüğüm kadarıyla , “Turizm sektörünün lojistik” ürünleri durumunda. Bunları şöylece gruplandırmak mümkün olabilir: • Tarım-gıda ürünleri, • Sanayi-madencilik ürünleri (Küçük el sanatları ve hediyelik eşya dahil), • Hizmet ürünleri (Özellikle tarihi doku ve kültür) Milas ayrıca sahip olduğu Akbük-Ören-Çökertme, Güvercinlik-Güllük, Alagün-Kazıklı gibi kıyıları ve koyları, tarihi kültür dokusu, vb.. turizm potansiyeli yüksek olan alanlardır. Ancak Milas’ı tek başına düşünme yerine Bodrum’un- hatta tüm Muğla ilinin- turizm potansiyeline göre düşünmek gerekir. Kanımca öncelikle, başta Bodrum ve Milas’ın turistik tesislerinin talep desenlerini ortaya çıkarıcı araştırmalar yapılmalı. Örneğin, turistik tesislerin mal ve hizmet talepleri ile mal ve hizmet arzlarını belirleyici araştırmalar yapılmalı. Daha sonra bu turistik tesislerin müşterileri adına talep ettikleri mal ve hizmetlerini hangi mahreçlerden temin ettiği üzerinde durulmalı. Ayrıca, turizm sektörünün talep ettiği mal ve hizmetlerin Milas’tan (daha geniş anlamda Muğla ilinden) karşılayabilme olanakları üzerinde durulmalı. Turizm sektörünün talep ettiği mal ve hizmet deseni ile Milas Çukur’unun sunabileceği mal ve hizmet nitelikleri ve nicelikleri nasıl uyumlaştırılabilir konusu ayrıntılı bir şekilde araştırılmalıdır. Daha sonra Turizm sektörünün karar vericileri ile bu sektöre mal ve hizmet sunabilecek girişimci temsilcilerini ortak bir platformda buluşturarak Milas’ın “yerel kaynakların kullanılması” konusunda bir zemin yaratılmalıdır.
1 “Karya akşamları güzeldir/ Kız nefesi gibi
bir rüzgâr eser”, Maksut Doğan
2 Siyah renkli, yerli üzüm çeşidi |
TARİH BOYUNCA ADI HİÇ DEĞİŞMEYEN VE FARKLI KÜLTÜRLERE YURT OLAN KENT... "e-mail: milasbilgi@gmail.com"
6 Ekim 2016 Perşembe
MİLAS’I DÜŞÜNMEK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder