28 Kasım 2016 Pazartesi

DOĞAN HIZLAN'DAN ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI YAZISI...

Söz konusu zeytin, zeytinyağı olunca

Hürriyet, 29.11.2016 Salı
DÜNKÜ Hürriyet'te dikkatle okuduğum yazılardan biri, Vahap Munyar'ın 'Yağına destek var, zeytine neden yok' başlıklı yazısıydı.
Zeytin ve zeytinyağı çeşitlerini hep incelerim. Aslında yazı hepimizin sağlığıyla ilgiliydi.

Diyetisyenlerle pek ilişkim yoktur ama Hürriyet’e gelen bir diyetisyen arkadaş uğramış ve beslenme alışkanlıklarım hakkında sohbet etmiştik. Zeytinyağını tercih ettiğimi söyledim, onayladı. Ama tükettiğim miktarı söyleyince şaşırdı. Ben de ona seyrettiğim bir belgeselde, İtalya, Yunanistan ve İspanya’daki tüketim rakamlarını söyledim. Benim rakamım da o miktara yakındı. Zaten beni bir daha da ziyaret etmedi.

Uluslararası Zeytin Konseyi (UZK) 26 Kasım’ı ‘Dünya Zeytin Günü’ ilan etmiş, sanırım gelecek yıl kutlama programına katılacağım.

Zeytin ve zeytinyağını tercih edenler için önemli
bir yazı.

***

İYİ bir rastlantı, Yemek ve Kültür’ün* yeni sayısında da zeytin ve zeytinyağı üzerine incelemeler yayımlandı.

İlk yazı M. Bülent Varlık’ın ‘Cumhuriyet’in ilk yıllarında zeytin ve zeytinyağı sanayii’.

‘Sihirli iksir’ olarak tanımlanan zeytinyağının Ege kıyılarında yaşayanlar tarafından çok eskiden beri kullanıldığını, Osmanlı toplumunun tümünde yaygın olmadığını, Düyun-u Umumiye’nin alacaklı listesine zeytin ve zeytinyağının konulmamasının, onun gerekli önemi görmediğini yazmış.

Varlık’ın bu tespitlerinden sonra, yazıda Cumhuriyet’ten sonraki çalışmalara değiniliyor. 1926 yılında İstanbul’da bulunan ABD Başkonsolosu G.B. Ravndal’ın raporunun içeriği özetlenmiş.

Yazıda 22 Kasım 1938’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan Hasan Zeytinyağı reklamının yanı sıra tarihi bir fotoğraf yer alıyor:

“Payas’ta bulunan Anadolu’daki en yaşlı zeytin ağaçlarından biri. Bin yaşında olduğu tahmin ediliyor ve hâlâ meyve veriyor.”

Zeytin ve zeytinyağının Türkiye’deki durumu üzerine aydınlatıcı bir yazı.

Zeki Arıkan’ın yazısı ‘Aydın vilayetinde zeytin ve zeytincilik’ başlığını taşıyor.

Yazar, XVI. yüzyılda İzmir’de zeytinliklerin en yoğun olarak bulunduğu bölgenin Urla nahiyesi olduğunu belirtiyor.

Arıkan’ın Yerasimos’dan aktardığı bir bilgi, zeytinyağının İstanbul’da kullanılması üzerine:

“XVI. yüzyılda İstanbul’un yani sarayın istediği ürünler arasında zeytin, zeytinyağının adı pek geçmemektedir. Kaldı ki zeytinyağı saray mutfağında hemen hemen hiç tüketilmiyordu.”

Bölümün son yazısı, Hilas Anagnostakis’in ‘Bizans beslenme düzeninde zeytinyağı: Mitler ve gerçekler’. (İngilizceden çeviren: Aslı Kutay Yoviç)

***

ZEYTİNYAĞINI tercih eden, kullanan herkes bence onun geleceği ile de ilgilenmelidir. Sorunlarının çözülmesi için çaba göstermelidir.

(*) Yemek ve Kültür, Üç Aylık Dergi, Sonbahar 2016, sayı 45, Çiya Yayınları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder