10 Ocak 2015
Bafa Gölü’nü Kurtarma ve Yaşatma
Platformu tarafından gerçekleştirilen “Bafa Gölü’nün Ekolojik Sorunları ve
Çözüm Önerileri Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi açıklandı.
Bildirgede, gölü kirleten etmenler ve çözüm önerileri sıralandı.
Platform üyesi Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa
Sevenler Derneği (Ekodosd) tarafından açıklanan çalıştayın 20 maddelik sonuç
bildirgesi şöyle:
"1-Bafa Gölü ve çevresinde son on yıl içerisinde
çok ciddi-yaşamsal tehlike boyutlarına ulaşan ekolojik kayıplar ve kirlilik söz
konusudur.
2-Bafa Gölü'nün kirlenmesinin en önemli nedeni B.
Menderes nehrinden taşınan kirlilik ve göl ile B. Menderes arasına yapılan ve
gölün doğal su döngüsünü ve dengesini bozan SEDDE'nin yapılmış olmasıdır.
3-Bafa Gölü'nü besleyen de kirleten de en önemli su
kaynağı B. Menderes nehridir. B. Menderes nehri Bafa Gölü'nden 530 km
uzaklıktaki Afyonkarahisar ili Dinar ilçesi Suçıkan mevkinden kaynak oluşturur.
B. Menderes nehrinin oluşturduğu menderesler; yıllardır Afyon- Denizli-Uşak-
Aydın il ve çevresindeki yerleşim alanı, tarım alanı ve sanayi kuruluşlarının
atık bırakmaları sonucu adeta atık alanına dönmüştür. Kirletilmiş B. Menderes
nehrinin getirmiş olduğu iç ve dış yükler (azot, fosfor vb.) gölün kışın
köpürmesine, yazın ise gölün daha çok Gölyaka -Kapıkırı kesimlerinde bezelye
çorbası kıvamında yeşil bir renk almasına neden olan alg çoğalmalarına sebep
olmaktadır.
4-Bafa Gölü'ndeki; organik ve kimyasal kirlilik
sonucunda gölün su içi ve su yüzeyinde oluşan değişimler köklü çözümleri
gerektirmektedir. Bafa Gölü'nde oluşan ve her yıl giderek çok önemli sorunlara
yol açabilecek olan alg çoğalmaları, Bafa Gölü'ne zaten kirli olan B.
Menderesin suyunun verilmesiyle önlenemez ve bu tür kirlilik oluşumlarına
dönemsel biyolojik olaylardır denilemez.
5-Bir zamanlar insanların yüzebildikleri, suyundan çay
demleyip içebildikleri, tarımsal ürünlerin yetiştiriciliğinde suyundan
yararlandıkları Bafa Gölü; yazında kışında kirlilikten kokmaktadır. Su ve gıda
kaynaklarının azalması sonucunda, su ve gıda ile bulaşan hastalıklarda da artış
olacağı bilinmelidir.
6-Bafa Gölünde kirlilik göstergelerinden olan
mavi-yeşil alg (siyanobakteri) türünün belirlenmesi için Ege Üniversitesi Fen
Fakültesi Biyoloji Bölümü ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi akademisyenleri;
üst seviyedeki moleküler yöntemlerle tanılanması amacıyla DNA izolasyonu
yapmışlar ve göldeki türün Nodularia Spumigena olduğunu belirlemişlerdir. Bu
durum, bu tür alglerin sakıncaları ve yapılması gerekenler Aydın ve Muğla
illeri valiliklerine bildirilmiş ve Ekodosd -Bafa Belediyesi işbirliği ile Bafa
da halkı bilgilendirme toplantısı yapılmıştır. Daha sonrası; valiliklerin ve
ilgili kurumların yapmış oldukları analiz sonuçları da bu durumu-türü teyit
etmiştir. Bu türün çevre sağlığı yönünden son derece tehlikeli olduğu
literatürlerde de belirtilmesine rağmen, Göle; kirli olan B. Menderesin suyunun
verilmesinden başka bir önlem alınmamıştır.
7- Bafa Gölü'nde tarımsal atıkların (gübre-böcek
öldürücü, Karasu), aşırı avcılığın, balık üretim ünitelerinin atıklarının ve
balıklandırma çalışmalarının olumsuz etkileri olmaktadır. Gölde hayalet avcılık
yapan unutulmuş/kaybolmuş/atılmış ağlar da balıkların
üretim-büyüme-gelişmesinde sorunlar oluşturabilmektedir, dolayısıyla da göl
içerisinde adeta batık oluşturan bu ağların ivedi temizlenmeleri gerekmektedir.
Bu konuda (hayalet ağlar) balıkçılar bilinçlendirilmelidirler. Balık
stoklarının belirlenip avcılığın kontrol altına alınması sağlanmalıdır.
8-Bafa Gölü'nü kirleten nedenler bilinmektedir. Gölü
besleyen ve ana kirletici unsurların başında yer alan Büyük Menderes mutlaka
temizlenmeli ve kirletilmemelidir. Gölün yıllardır bilinen sorunlarının çözümü
de bellidir. Çözüm gölün öncelikle Mekanik ve Biyolojik yöntemlerle
temizlenmesinde, kirletilmemesi için önlemler alınmasındadır. Bu önlemlerde
öncelik, gölün temizlenerek (göl tabanının, birikim (siltasyon) temizlenmesi),
B. Menderes'ten ve Göle ulaşan tüm akış sularının Göle ulaşım yerlerinde
kurulacak doğal arıtmadan geçirilmesi ve gölün su akışının (devrinin)
sağlanması gerekmektedir. Yazın buharlaşma dönemlerinin yoğun olduğu dönemlerde
göl su seviye kalitesine bağlı olarak, Göle temiz su verilmelidir.
9-Gölün sorunları ve bu sorunların çözümleri de belli
olup öneriler bilimsel literatürlerle de desteklenmektedir. Zaman geçirilmeden,
üniversiteler ve kurumların işbirliğinde çözüm için girişimlerde
bulunulmalıdır.
10- Bunların yanı sıra Bafa Gölü'nün gelecek kuşaklara
taşınması için yapılması gerekenler; sürdürülebilir çevre yönetimi için,
halihazırdaki çevre sorunlarının çözümü konusunda politikalar geliştirilmeli ve
özellikle yerel yönetimlerin çevreyi korumaya yönelik etkinliklerinin
desteklenmesi ve teşvik edilmesi önerilmektedir. Bu konuda başarılı olunması
için; doğa alanlarına özelliklerine duyarlı olmak, bütüncül yaklaşım, zamansal
süreklilik, edinilen yeni bilgiler sonrasında oluşan koşullara uyarlanabilmek,
geçmişte oluşan doğa-tarih ve kent kimliklerini zenginleştirmek, Bafa ve
yöresinin tarih ve kültürünün gelişmesine katkıda bulunmak önem taşımaktadır.
11-Bafa Gölü yönetimiyle ilgili eylem, koruma ve
gelişme planlarının oluşturulmasında ve bu planların uygulanmasında, yerel ve
ulusal sivil toplum kuruluşları yanı sıra Havza alanlarını kullananları temsil
eden yerel birlikler etken rol almalıdırlar. Bakanlıklar ve bağlı taşra
teşkilatları, valilik ve belediyelerin bu kuruluşlara sorumluluk ve yetki
vermeleri, göl havzasının-çevrenin korunması ve bu alanlarda yapılacak
uygulamaların daha başarılı olmasına yol açacaktır.
12- Doğal sulak alanlarda kıyı çizgisi ve kıyı kenar
çizgileri ihlal edilmemesi gereken alanlar olup her hangi bir yapılaşmanın
yapılmasına izin verilmemelidir. Ekoloji ve ekonomi denge koşulu çok önemli bir
kuraldır. Ekoloji varsa, ekonomi vardır. Zaten Bafa Gölü ekolojisi yok olursa
Bafa Gölü Ekonomisi de yok olacaktır. Bu nedenle; Ekonomi ve Bölgesel Kalkınma
Hedeflerine erişmekte ve sosyo-ekonomik kalkınma için uygun seviyede su
güvenliğine ulaşmada yaşanan zorlukları bilinmektedir. Kural ekolojik alanların
doğasını bozmadan; neyi, nereye, niçin yaptığımız çok iyi düşünülmeli ve
planlanmalıdır. Özellikle de enerji ve gıda güvenliği ile ilgili yörenin
kalkınması için geliştirilmiş olan projeler (HES'ler, SEDDE vb.) suyun doğal
akışını engelleyen ve gölün beslenmesine engel olan girişimler olmamalıdır.
Ekonomik olarak güçlü, çevresel olarak sürdürülebilir ve sosyal olarak
hakkaniyetli olacak şekilde, su depolama, sulama, enerji üretimi, turizmin
gelişimi, su baskınlarına hazırlık durumu ve önleme de dahil olmak üzere, çok
amaçlı yeni altyapıların kurulması ve mevcut olanlarının da gözden geçirilmesi
gerekiyorsa güçlendirilmesi ve iyileştirilmesi için çalışılmalıdır.
13-Hızla artan nüfusları ve değişen tüketim
ihtiyaçları Bafa Gölü Havzası gibi doğal sulak alanlardan daha çok yararlanma
isteklerindeki artış dikkate alarak, yeterli gıdanın sürdürülebilir üretimini
gerçekleştirmek, özellikle kırsal alanlarda yaşam standartlarını iyileştirmek
ve uluslararası kabul görmüş kalkınma hedefleri ve diğer ilgili uluslararası
taahhütler/anlaşmalarla tutarlı ve uyumlu olarak yoksulluk ve açlığı ortadan
kaldırmak için tedbirler alınmalıdır. Bu doğrultuda uygun şekilde, sulama
şebekeleri kurma ve tarımda yağmur suyundan yararlanma da dahil olmak üzere; su
talep yönetimini ve tarım için su kullanımının üretkenliğini ve etkinliğini
iyileştirmeye, bunların yanı sıra, tarımsal üretkenliği arttırmaya ve suyu
korumaya gayret edilmelidir. Göllerimiz su üreten fabrikalar ve dere ve
çaylarımız da onların taşıyıcı-temizleyici damarlarıdır. Bu nedenlerle, sulak
alanları besleyen kaynaklar üzerine gölet, baraj, regülatör vb. düzenlemelerde
öncelikle göllerin korunması gereklidir.
14-Doğal sulak alanlarımızın çevresindeki çalışmalarda
"bin defa ölçüp, bir defa biçilmelidir". Çünkü doğal alanlara yapılan
tahribatların, tür kayıplarının, örneğin balıklandırmada olduğu gibi geri
dönüşümü imkansız olmaktadır.
15-Göllerin kullanım amaçları ve öncelikler
belirlenmeli. Mutlaka ulusal su politikası oluşturarak, SU YASASI
çıkarılmalıdır. Su sektörünün yönetimini ulusal düzeyde iyileştirmek için,
uygun olan hallerde, kurumsal su yönetim reformunu teşvik etmeyi, su yasaları
ve düzenleyici çerçeveleri güçlendirmeyi, yasaların uygulanmasında siyasi ve
idari sorumlulukları arttırma ve etkin yaptırımlar sağlanmalı ve suyla ilgili politikaların,
düzenlemelerin ve uygulamaların yürütülmesindeki bilimsel bakışı, dürüstlüğü,
karar alma süreçlerinde şeffaflığı sağlamayı, suyla ilgili tüm paydaşların
katılımını güçlendirmek amaçlanmalıdır.
16- Sulak alanlar, çoğu kez çok yanlış bir uygulama
olarak tarım alanı açmak amacıyla kurutulurlar. Ancak, kurutmanın üzerinden bir
süre geçince, bu alanlardan kazanılan toprakların; yanarak, çökerek ya da
tuzlanarak elden çıkması kaçınılmazdır. Havzada alan kullanımında, tarım
sahalarının belirlenmesinde bilinçsiz davranılmamalıdır. Saha kullanımında
dikkatli olunmalı ve yasalar göz ardı edilmemelidir. Erken uyarı sisteminin
tesisi - geliştirilmesi, dayanıklı anaç kullanımı - sertifikasyon çalışmalarına
hız verilmeli ve tarımda damla sistemi zorunlu olmalıdır. Ayrıca; göl
kıyısındaki hayvanların yaşam ortamı olan sazlık ve ılgınların kuruması,
tuzluluğun atması, biyolojik üretkenliğin azalmasına neden olacağından göl
çevresinde kuşak çalışmalarına yer verilmelidir.
17-Sulak alanlarda en büyük su kayıplarının bir diğer
nedeni buharlaşma olup havzadaki vejetasyonun korunmasının yanı sıra nem tutucu
ağaçlandırmalara yer verilmeli, yapılaşmanın oluşturduğu erozyon
engellenmelidir.
18- Eğitim; insanların yaşadığı ortama ve diğer
insanlara olan sorumluluğu öğretilmelidir. Öncelikle yöre halkı doğal
zenginliklerine, suyuna sahip çıkmalıdır. Günü kurtarmak yerine, gelecek
nesilleri düşünmelidir. Gölün doğal dengesi (ekolojisi-bitki-hayvan topluluğu)
korunmalı, göldeki yüksek su bitkilerinin sınırlı-kontrollü temizliği
yapılmalıdır.
19-Bafa Gölü'nün biyolojik çeşitliği, su kalite ve
seviyesi, batı metrik özellikleri, beslenimi ve avcılıkla ilgili yapılacak
araştırmalarda yıl boyunca süreklilik gerekmektedir. Bu nedenle Bafa Gölü'nde
farklı disiplinlerle birlikte yapılacak araştırmaların sürekliliğinin
sağlanmasına, Sürdürülebilir Göl Yönetimi ile ilgili olarak GEKA, Avrupa
Birliği gibi ulusal ve uluslararası destekli projeler yapılmasına önem
verilmelidir.
20- Milas’ta düzenlen bu gibi bilgi şölenlerinin en
önemli işlevleri, çeşitli kurum ve kuruluşları temsil eden kişilerin bir süre
için birlikte olmalarını gerçekleştirerek, bu kişilerin yaptıkları çalışmalar
ve bunların sonuçları üzerinde bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlamaktır.
Bu tür çalışmalara daha çok yer vermek suretiyle Bafa Gölü için bu gün için
yetersiz sayabilecek bilimsel çalışmaların artması ve şimdiye kadar yapılan
çalışmaların bir arada toplandığı veri bankası oluşturulması sağlanabilir.
Günümüz paylaşımlarında aktif olan web sitesinin kurulması ve acil çözüm
bekleyen ve hassas olan Bafa Gölü gündemde tutulması özellikle önem arz
etmektedir"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder